Edith Piaf

Bu akşam, İstanbul’da 5 salonda gösterimde olan “Kaldırım Serçesi” filmine gittim. Söylediği şarkılara hepimizin aşina olduğu o muhteşem Fransız kadın sesi, Edith Piaf. Yıllar önce Gülriz Sururi’nin sahnedeki yorumuyla Edith Paif’ı izlemiştim. Gerçek ismi Edith Giovanna Gassion. Google’da araştırdığınızda 1915 tarihine rastlıyorsunuz ama filmde doğum tarihi olarak 1918 belirtiliyor.

Sesine yansıyan o romantik havanın tam tersine çok zor koşullarda çocukluk geçiriyor. Annesi de sokaklarda, kötü mekanlarda şarkı söylüyor. Annesi onu kendi annesine bırakıp terk ediyor, İstanbul’a gidiyor, şarkıcılık fahişelik yapıyor. Babası askerde, izin aldığı bir dönem gelip Edith’i alıyor ve kendi annesine bırakıyor. Edith’in babaannesi de genel ev işletiyor. O ortamda birkaç yıl geçiriyor. Gözleri kör oluyor, daha sonra zamanla iyileşiyor. Asker dönüşü babası gelip onu alıyor ve akrobatlık yaparak geçimlerini sağlamaya çalışıyor.

Edith, 10 yaşına gelince babasına destek olmak üzere sokaklarda şarkılar söylüyor. Sokaklarda şarkı söylerken onu keşfeden bir restaurant sahibi, sesine hayran kalıyor ve küçük serçe adını veriyor. “piaf” serçe demekmiş. Daha sonra Edith Piaf olarak anılıyor. Çevresi genişliyor, daha çok insana ulaşabiliyor, sesini dinleyen büyüleniyor. Bir boksöre aşık oluyor. Adam evli ve 3 çocuğu var. Ama deli gibi aşık, evli olmasını kabul ediyor. Adam bir uçak kazasında ölüyor. Büyük bir travma geçiriyor ve Edith de o tarihten itibaren sürekli sakinleştiriciler kullanmaya başlıyor. Uyuşturucu müptelası gibi genç yaşta çöküyor. 40’lı yaşlarının başında nine gibi oluyor ve sağlık sorunları artıyor, 1963 yılında da ölüyor. Gerçekten çok etkileyici bir yaşamı var. İzlenmeye değer bir film… Kaldırım Serçesi (Môme, La)

Share