Risk ve İletişim

Daha önce Risk ile ilgili iki tane yazı hazırlamıştım. Bir tanesi 2006 yılında Risk Yönetimi diğeri de 2007 yılında Risk tahmin etmenin yeni bir yolu… Her iki yazıda da risk konusunu ele almaya çalışmıştım. Bu konuda tekrar bir şeyler yazmak istiyorum.

Tanımına bakarsak gerçekleşme olasılığı olan ve gerçekleştiğinde negatif ya da pozitif etkisi olan olaylara risk deniliyor. Negatif riskler “tehdit” olarak algılanıyor, pozitif riskler ise “fırsat” olarak algılanıyor.

Risk gerçekten önemli bir konu. Esasında riski anlamak önemli değil. Önemli olan yaptığınız işte paydaşlarla iletişiminizdir. Riski belirlediniz, analiz ettiniz ve önemli bir risk olduğunu belirlediniz. Siz anlamış durumdasınız. Peki diğer kişiler? Yani paydaşlar? Onlara risk(ler)i aktarabildiniz mi? Risk(ler)i aktaramadıysanız belirlediğiniz riskin bir anlamı yok. Eğer negatif risk ise belirlemiş olduğunuz risk, ona nasıl ve kiminle cevap vereceğinizi de belirlemiş olmanız gerekiyor. Diğer bir konu da bütün riskleri paydaşlarla paylaşmanız gerekmiyor. Önemli riskleri paylaşabilirsiniz. Diğer bir nokta nasıl paylaşacaksınız? Risk’in etkisini net ve çarpıcı bir şekilde ortaya koymak gerekiyor. Paydaşlar söylemiş olduğunuz riske şüphe ile yaklaşabilirler. Risk gerçek mi? Risk için somut elle tutulabilir bir etki ortaya koymak gerekiyor. Örneğin bir bina yıkılabilir değil, şu kadar kişi ölebilir diye çarpıcı bir şekilde vurgu yapmak yerinde oluyor.

Eğer projeniz başarısızlığa uğradıysa bunun nedeni proje ekibinin doğru teknolojiyi kullanmaması, bilgi-beceri eksikliği değildir. Bunun başlca nedeni kötü iletişimdir. Paydaşlarla iyi iletişim en önemli başarı faktörüdür ki bununla ilgili yapılmış birçok çalışma var.

Share